17 Mayıs 2014 Cumartesi

Bir tekme, bir yumruk!




Faiz Cebiroğlu

Türkiye’yi yönetenlerin düştüğü hallere bir bakın: Artık, tek başına, küfür ve hakaret yetmiyor; şimdi de, menevi şiddet yanında, açıkça, fiziki şiddete yöneldiler. Tüm gözler önünde, insanlar coplanıyor, tüm gözler önünde, insanlara tekme ve yumruk atılıyor...Bunu yapanlar, böylesi fiziksel şiddete başvuranlar, sıradan  insanlar değil, Türkiye’yi yönetenler oluyor. Başbakan oluyor. Başbakan Müşaviri oluyor.

Hem başbakan,  hem küfürbaz Tayyip; “Bana, yuh çekersen, tokadı yersin“ deyip, tüm gözler önünde bir vatandaşı yumrukluyor! Başbakan Müşaviri Yusuf Yerkel’de, iki Özel Hareket Polisi ile yerde yatan bir vatandaşa, gözü dönmüş bir şekilde tekmeliyor!

Hem başbakan, hem küfürbaz hem de saldırgan Recep Tayyip; Danıştay’ın 146. Kuruluş yıldönümünde, Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun konuşmasını beğenmediği için, Feyzioğluna, hiç utanmadan ve sıkılmadan; “ Edepsizlik yapıyorsun“ diyerek, üzerine yürümüş ve hasta ruh halli başbakan, binbir zorlukla, salonu terketmiştir. O’nu bıraksalardı, açık ki, yine, Metin Feyzioğlu’nu da  yumruklayacaktı!

Türkiye’yi yönetenlerin düştükleri “ruh halleri“ ne yazık ki, budur. Bu, bir.

İki: T.C’nin kuruluşundan bu yana, devleti yönetenlerin, devletin tüm kademelerinde: ordu’da, karakollarda, polis merkezlerinde ve eğitim kurumlarında, hem manevi, hem de fiziksel şiddet hiç eksilmedi. Eksilmez de. Zira, böylesi insan yapılanmasını doğuran nedenler vardır: Faşist Türk otoriter eğitim sistemi vardır!

Üç: Faşist Türk eğitim sisteminden, ne yazık ki, halihazırda,  Türkiye’nin başbakanı olan Recep Tayyip gibi, hasta ruhlu insan tipleri çıkar. Çıkıyor. 

Dört: Faşist otoriter Türk eğitim sistemini ortadan kaldırmadan, böylesi saldırgan insanların önüne geçmek ya da ortadan kaldırmak mümkün değildir. Zira bu eğitimin özü: Türk insanını “şiddetle terbiye etme“ sistemidir. Manevi ve fiziksel şiddet buradan kaynaklanıyor. Türk toplumunun tüm yönlerinde, böylesi bir eğitim sistemi uygulanıyor: Şiddetle terbiye etme!

Bu temel noktalara ekleyeceklerim var. Şudur: Faşist otoriter eğitimin yarattığı, manevi ve fiziksel şiddet ve bunları uygulayanlar ailede, ilkokullarda ve devletin tüm korumlarında mevcuttur. Hepimiz biliyoruz; ailede: Baba dayağı.  İlkokullarda: Öğretmen dayağı.Karakollarda: Falaka. Askerde: Sopa... tüm bunların kaynağı, açık ki, “faşist otoriter Türk eğitimi“ sisteminde yatıyor. Böylesi bir sistemi kaldırmadan, manevi ve fiziksel saldırılara her taraftan ve gruplardan başbaşa kalacağız, demek oluyor. Budur.

İster Türkiye’de, isterse dünyanın herhangi bir ülkesinde olsun, ne yazık ki,  “faşist otoriter eğitim sisteminden“ ancak böylesi, hasta ruh halli insan tipleri  çıkıyor. Recep çıkıyor, Recep misali, “bir tekme, bir yumruk“ insan örnekleri çıkıyor. Türkiye’de durum budur...

Evet...Türkiye’yi yönetenlerin düştükleri ruh halleri, ne yazık ki, budur. 

Bir düşünün, bir ülkenin başbakanı, hoşuna gitmediği protesto ya da aykırı görüşe,  karşısındakine, fiilen, manevi ve fiziksel saldırıda bulunuyor! Yaşadığımız çağda, böylesi örneklerin olması, insan gelişimi adına, gerçekten, utanç vericidir! 

“Okumuş ve öğrenmiş bir insanın“ ya da bir “başbakanın“ manevi / fiziki şiddete başvuracak duruma gelmesi, insan eğitimi ve gelişimi açısından utanç vericidir!

Sıradan insanlar bir yana, eğer, ülkeyi yönetenler de fiziksel şiddete başvuruyorlarsa, O ülkede, ortada bir hastalık ve çürüme durumu, var demektir.

Şiddet, hastalıklı bir duruma gelmek demektir. Şiddet ile, şiddeti yaratan duruma karşı duran direnişi, mukavemeti birbirine karıştırmayalım. Benim burada bahsettiğim, faşist otoriter sistemin şiddetidir. “Faşist otoriter rejimden“ başbakan Recep gibi insanlar çıkıyorsa, durum vahimdir. TC, vahim durumdadır. TC insanları, vahim durumdadır. Bunları sürekli yazmak gerekiyor. 

Şiddet; pedagojide, psikolojide açıktır: Bir insanın başka insanı, öldürmek, sakatlamak ile yapığı fiziki saldırı oluyor; Vurma, tekmeleme, itme gibi eylemler oluyor.

Manevi şiddet te, açıktır: küfür, hakaret, korkutma gibi ve benzeri tüm örnekler, hepsi manevi şiddet, oluyor. 

Türkiye’yi yönetenlerin hepsinde bu özellikler vardır. Türkiye’yi yönetmek, böylesi  hasta ruhlu insanlar için: Şiddetle terbiye etmek oluyor!

Bu şu demektir: Ben ne yaptığımı bilmiyorum. Ben kendimi, kontrol edecek durumda değilim.

Bu da şu demektir: TC’yi yönetenler ve TC’nin yönetilmesine oy verenler ne yaptığını ve kimlere oy verdiğini bilmiyor, demektir. Bilmezler. TC’nin faşist otoriter sisteminden, insan değil, insancık çıkar; insancıklardan, Recep misali yumrukçu ve tekmeci insanlar çıkar!

Türkiye’de durum budur. Bu da tesadüfi değildir.

Hem Türkiye’de, hem de tüm dünyada, otoriter faşist eğitimin yarattığı insan tipi, ne yazık ki, budur. Bu oluyor.

Bizleri tekmeleyen ve yumruklayan bu sistemi kaldımadan, ne manevi ne de fiziksel şiddet kalkar!

Çare mi, şudur: Faşist otoriter eğitimin yarattığı, “ bir tekme, bir yumruk“ sistemini ortadan kaldırmaktır! 

Başka, çaremiz yoktur!

Hiç yorum yok: