1 Temmuz 2012 Pazar

Yeni CHP Ve Demokrasi Sorunu



Mustafa Elveren (Em.Öğrt)
elverenmustafa@hotmail.com

Dersimli hemşerimiz Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanlığına getirilmesiyle birlikte partide önemli gelişmeler olduğu görülmektedir.

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu CHP’nin başına kimin veya kimlerin getirdiği bence hiç bir önemi yoktur. Önemli olan kendisine verilen rolü çok iyi oynamasıdır. Dersine çok iyi çalıştığı ve şimdilik başarılı olduğunu söyleyebiliriz.

Ancak, geliştirdiği yeni siyaset dili nedeniyle CHP içindeki ulusalcı guruplar tarafından her an alaşağı edilmesi de mümkündür. Çünkü Osmanlı’da olduğu gibi CHP’de de oyun çoktur.

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Yeni CHP” söylemi ile Kürt sorunu, emek, barış ve özgürlük bağlamında demokrasi savunuculuğunu yapmasını şahsen ben çok önemsiyorum.

Artık uzlaşmaz ulusalcı Kemalistlerle işbirliği yapmak mümkün değildir. Fakat demokrat, laik ve evrensel hukuk ilkelerini benimsemiş Kemalistlerin de potansiyel varlığını göz ardı edemeyiz. Bana göre Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Yeni CHP” söylemi bu durumu ifade etmektedir.

CHP içinde tanıdığım çok sayıda dostlarım ve arkadaşlarım ile hemşerilerim vardır. Diğer taraftan Halkın Demokrasi Kongresi (HDK) çevresiyle de ilişkilerim çok iyidir. Dolayısıyla bu yazıda yapacağım tahmin ve tahlillerin doğruluğu daha fazladır. İşte öngörülerim;

2013 Yılında yapılacak Yerel Yönetimler Seçimi İle İlgili Tahminlerim;

Önceki yerel seçimlerde CHP’nin sol, sosyalist ve Kürt muhalefeti ile dolaylı olarak seçim işbirliği gündeme gelmiş, ancak CHP içindeki bazı ulusalcı kesimlerin direnişiyle karşılaştığı için bir türlü gerçekleşemeyen seçim işbirliği bu defa mümkün olabilir.

CHP ve HDK kulislerinden fısıldanan seçim işbirliğine dair söylentileri kısaca şöyle açıklayabilirim;

1- CHP’nin oy oranının az olduğu seçim bölgelerinde aday göstermeyip HDK adaylarını, aynı şekilde HDK’nin güçsüz olduğu yerlerde ise CHP’nin adayları desteklenmek suretiyle ortak bir protokol oluşturulabilir.

2- Belirlenen seçim bölgelerinde önceki seçimlerde her partinin aldığı oy oranına göre belediye ve il genel meclisi üyeliği için ortak bir liste oluşturulabilir. Mahalle muhtarlıkları için de aynı yöntem söz konusu yapılabilir.

3- Seçim çevresindeki oy potansiyeli ile sosyal, kültürel ve coğrafik konumları göz önüne alarak demokrat dindarlar (tüm dinler ve inançlar dâhildir) ile liberallerin de bu işbirliğine dâhil edilmesi mümkündür.

4- Eğer yerel seçimlerde bu işbirliği başarılırsa ve olumlu sonuç elde edilirse, AKParti diktatörlüğüne karşı Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinde de benzer ittifaklar geliştirilip, sürdürülebilir.

Konuyla ilgili olarak CHP ve HDK çevresinde ayaklı gazetelerden bu yönde bazı duyumlar almaktayız. Hatta bir-iki büyük ilin aday adaylarının isimleri kulislerde şimdilerde dolaşmaktadır.

Daha önceki yazılarımda da açıkladığım gibi “CHP’de vitrin değişti, fakat zihniyeti zor değişir” demiştim. Bu defa zihniyeti de değişir mi? Hep birlikte takip edip göreceğiz.

Günün şartlarına ve uluslararası siyaset konjonktürüne göre herkes kendi çıkarları ve idealleri doğrultusunda herkesle işbirliği yapabilir. Yıllar önce Sayın A. Öcalan’ın söylediği şu sözünü hatırladım “Gerekirse Şeytanla bile işbirliği yaparım.” Bence yabana atılacak bir söz değildir.

Yukarıda açıkladığım seçim işbirliği formülünün mimarı ben değilim. O nedenle hiç kimse benim Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na ve CHP’ye umut bağladığımı algılamasın.

Geçmişte postalcı siyah Kemalizm’e karşı böyle bir ittifak yapamadığımız / başaramadığımız için demokrasi mücadelemiz hep sekteye uğradı. Bu gün ise Kemalizm’in takunyacı yeşil versiyonu olan AKParti diktatörlüğüne karşı geliştirilmek istenen bir formüldür.

Bilindiği üzere, Türkiye’de Kemalizm gerektiğinde renk değiştirerek iktidarını sürdürmektedir. Ancak, gerek yeşil, gerekse siyah-kırmızı Kemalizm’i destekleyen kaygan büyük bir seçmen potansiyelinin mevcut olduğu da bilinen bir gerçektir.

İşte bu kaygan seçmen potansiyelini yakalamak için yukarıda açıkladığım formülü uygulamak etkili olabilir.

Yukarıda da belirttiğim gibi bu formülün yaratıcısı ben değilim. Ben sadece bu formül ile ilgili öngörülerimi paylaşmak istedim. Demokrasi mücadelesi açısından denenmesinde fayda vardır.



Hiç yorum yok: