6 Nisan 2014 Pazar

Dersim Katliamı....




Dersim Katliamında M.Kemal’in Rolü ve Seçimler Üzerine

Mustafa Elveren*



M.Kemal’in Dersim’de yaptığı katliamı hiç kimse inkâr edemez. Fakat resmi ideoloji savunucularıyla birlikte bazı dostlarımız, arkadaşlarımız ve bir kısım Dersimliler; katliam tarihinde M. Kemal’in hasta yatağında olduğu için emir vermediğini, ne yazık ki bize yutturmaya çalışıyorlar.

Hâlbuki Mustafa Kemal de her diktatör gibi hatalar yapmıştır. Çünkü o dönemler Dünya’da birçok ülke diktatörler tarafından yönetiliyordu. Avrupa da dâhil.

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun Dersim katliamıyla ilgili olarak eski dışişleri Bakanı İ.Sabri Çağlayangil ile yaptığı sesli röportaj birçok internet sitesinde mevcuttur. Merak edenler şu linkte izleyebilir. http://gomanweb.org/GOMANWEB2/2008_gomanweb/HABER_YORUM4/Kasim_2008/18Kasim/Ekhaberler/i.s.caglayangilin-ses-kaydi.htm

Bu ses kaydını dinlerken insanın kimyasının bozulmaması elde değildir. Dersimli direnişçilerini “mağaralarda fare gibi zehirledik” diyor, İ.Sabri Çağlayangil.
‘“Dersimlilerin ne kadar mazlum olduklarını, hiçbir şeyden anlayamıyorsanız, buradan anlayın artık. Peki, kim yaptı bu “Tertele” dedikleri katliamı? Celal Bayar tabii! Atatürk’ün İnönü’yle bozuşunca 1937’de göreve getirdiği başbakan. O kadar asker varken, bir garip sivil. Peki öncesi? İnönü? Mareşal? Öncesi falan yok; Tertele 37’de icat edildi! Stockholm Sendromu buna denmezse neye denir yahu?”’ (B.Oran / Gomanweb)
‘“Dêrsimliler’in büyük bölümü, Dêrsim Soykırımından Atatürk’ün haberinin olmadığını ileri sürecek kadar safdillilik yaparken; “Atatürk’ün manevi kızı”, “Türkler’in ilk kadın savaş pilotu” yani “amazonu” Sabiha Gökçen, Cunta yönetiminin ilk yıllarına rastlayan 1982’de, Türk Hava Kurumu’nca yayımlanan “Atatürk’ün İzinde Bir Ömür Böyle Geçti” adlı anılar kitabında, “babasının görevlendirmesiyle” Dêrsim’i nasıl vurduğunu fotoğraflarla övünerek anlatıyordu… “Kahraman / savaşçı Türk kızı” olarak sunulan bu “Türk Amazonu”nun, gerçekte Ermeni tehcir çocuklarından Hatun Sebilciyan olduğunu, ancak 2004 yılı başlarında Hürriyet gazetesinin inceleme-haberlerinden öğrenecektik…’” (M.Bayrak / Gomanweb)

Sevgili Baskın Oran Hoca’nın ve Mehmet Bayrak’ın tespitlerine katılmakla birlikte, artık asimilasyon uygulamalarını tek tek kırmaya başladık.

Ne mutlu ki, Pirim Seyit Rıza’nın Mazlum Doğan gibi torunları vardır. Hem Newroz alanlarında ve hem de seçim meydanlarında Mazlum Doğan’ın ismi hep anıldı.

"Seyit Rıza'nın isminin ağza alınmaktan korkulduğu günlerde siz buraya Seyit Rıza'nın heykelini diktiniz. Şimdi de İbrahim Kaypakkaya ve Mazlum Doğan'ı dikeceğiz. (S. Demirtaş / Dersim mitingi konuşması)

Pirimiz Seyit Rıza’nın direniş ruhuyla, Çağdaş Kawa Mazlum Doğan’ın devrimci geleneği; özelde Dersim, genelde Kürdistan ve Ortadoğu halklarının uyanışı gerçekleşmiştir.

İşte Rojava!
İşte Amed!
İşte Dersim!
İşte Karakoçan!

Bu seçimde Pirim Seyit Rıza ve Çağdaş Kawa Mazlum Doğan kazanmıştır.

Dersim direnişçilerinin lideri Pirim Seyit Rıza’nın ve Çağdaş Kawa Mazlum Doğan’ın ahı bunların burnundan fitil gibi çıkacaktır.

Dersimlilere uygulanan asimilasyon politikasını kırmak çok kolay olmuyor. Bunun için çok ağır bedeller ödendi ve ödenmeye de devam ediliyor.

Bu daha başlangıç, Mazlum’ların kazanımları devam edecektir.


NOT: Bazı sosyal paylaşım formları üzerinden ulusalcı Kürd bireyleri ve örgütleri APO’ya saldırmak için ince taktikler yapıyorlar.  APO’yu ayrı, PKK’yi ayrı ve Mazlum Doğan gibi Kürd değerlerini de farklı göstermeye çalışıyorlar. Bu konuda önümüzdeki zaman diliminde bir yazı hazırlayıp sizlerle paylaşacağım.
05.04.2014

*(Em. Öğrt.)


Hiç yorum yok: