17 Mayıs 2013 Cuma

Bir yorum: Reyhanlı katliamı




Faiz Cebiroğlu

11 Mayıs 2013’te Reyhanlı’da büyük bir katliam yapıldı. Bu katliamda, resmi olmayan rakamlara göre,  200’den fazla ölü ve onlarca yaralı var. Yapılan tüm yorum ve araştırmalar, katliamın planlı bir katliam olduğu ve amaç, Türkiye’yi, Suriye’ye askeri bir müdahalede bulunmasını isteyen güçler tarafından yapıldığını gösteriyor.

Şeriat partisi AKP ve Recep Tayyip Erdoğan, zaten,  iki yıldır, Beşşar Esad’ın devrilmesi için uğraş veriyor. Şeriat partisi AKP ve Erdoğan, El-Nüsra cephesi ve ÖSO adını alan insanlık düşmanı  ve vatan hainlerine Türkiye’de üs olmak üzere her türlü imkanı ve yardımı veriyor. Erdoğan, Emperyalizmin, Suriye’yi düşürme ve işgal planında,  27 ülkeden gönderilen emperyalizmin kiralık katillerine desteğini açıktan yapıyor. Böylesi bir ortamda, Reyhanlı planlandı. Böylesi bir ortamda, genellikle sunnilerin yaşadığı Reyhanlı seçildi. ”Esad yanlısı aleviler, Reyhanlı’da katliam yaptı” görüntüsünü vermek ve Türkiye’yi, Suriye’ye karşı bir askeri müdahalede bulunmak için, böylesi bir kanlı plan yapıldı. Ama tutmadı.

Suriye’ye iki yıldır dayatılan savaşta her türlü oyun oynandı. Suriye’nin bir çok bölge ve ilinde vahşice  katliamlar yapılıp, Suriye yönetimi üzerine atılmak istendi. Halep’te, Han Asel’de, bu insanlık düşmanı kiralık katiller, sarin gazı ile onlarca kişiyi oldürdüler ve Suriye yönetimin sorumlu tutmaya çalıştılar. Bu da tutmadı.

Birleşmiş Milletler (BM) Suriye ile ilgili yürüttüğü araştırmada, El-Nüsra ve diğer kitalık katillerin,  uluslararası hukuk tarafından yasaklanan sarin gazı kullandığı belirtti. Birleşmiş Milletler  bağımsız soruşturma komisyonu üyesi  Carla Del Ponte: “Elde ettiğimiz tanıklıklara göre, isyancılar sarin gazına başvurarak kimyasal silahlar kullandı” açıklamasını yaptı. Bu seferde,  Suriye’yi düşürme ve emperyalizmin sömürgesi haline getirme planları ve oyunları tutmadı.

Tüm oyunlar ve planlar tutmayınca, Reyhanlı katlimını gerçekleştirdiler. Şeriat partisi AKP hükümeti ve Erdoğan, MOSSAD, El-Nüsra ve ve ÖSO adını alan güçlerle oynadığı tehlikeli oyunla, Reyhanlı katliamı düzenlendi. Bu bağlamda, Reyhanlı katliamın siyasi sorumlusu  AKP hükümeti ve Recep Tayyip Erdoğan’dır. Birinci nokta budur.

İkinci nokta şudur: Ne yazık ki, Kürt solu ve Türk solunun bir kesimi Reyhanlı katliamı karşısında başarılı bir sınav vermediler. Günü birlik, sahte fırsat ve faydacılıkla, Reyhanlı’da yapılan katliamın ve faillerini örtmeye ve hatta desteklemeye kadar gittiler. Utançtır!

Arkadaşım Demir Bilgin bir yazısında, “savaşlar, hem tarihi, hem de insanı netleştiriyor” diye yazıyordu. Gerçekten doğrudur. Netleşen insan, aynı zamanda, ayrışan insan da oluyor. Reyhanlı katliamı; kim kimdir? Kim hangi taraftadır? Sorularında bir ayna işlevi gördü.

Yıllardır, Kürt halkına yapılan zulüm, tecavüz ve katliamlar unutulup, şeriat AKP partisi ve Erdoğan yanında taraf olmak, tek kelime ile  insanlıktan uzaklaşmak demektir.

Nakşibendici Altan Tan gibi, ”laikliğe karşıyım, şeriat istiyorum.” diyen tiplerle aynı hatta yer almak, Kürt kimliği ve mücadelesine ihanet demektir.

Bunlar yazmak ve belirtmek gerekiyor.

Hepimiz tarih karısında sorumluyuz. Bu sorumlulukla, doğru ve yanlışları birbirinden ayırmak; geçerli olanla, geçersiz olanı görmek ve açığa çıkarmak, tüm devrimcilerin görevi oluyor.

Bitiriyorum.

Reyhanlı katliamın siyasi sorumlusu şeriatçı AKP hükümeti ile Recep Tayyip Erdoğan’dır.

Reyhanlı katliamında, şeriatçı AKP ve Recep Tayyip ile aynı hatta buluşanlar, bu vahşi katliamın vebalini de üzerlerinde taşıyorlar, diyorum. Bu kadar!






Hiç yorum yok: