20 Eylül 2008 Cumartesi

Ruhi Su: Bir Komünist Ozan!





Faiz CEBİROĞLU(*)
Ruhi Su’nun ölüm yıldönümü vesilesiyle herkes bir şeyler söylüyor; herkes bir şeyler yazıyor. Bazıları, Ruhi Su müziğini onun siyasi duruşundan, onun siyasi bakışından ayırarak, sözüm ona, ”üzüntülerini(!) ifade etmektedirler. ”Ne güzel türküler söylerdi!” diyerek, soyut ve anlamsız bir ”üzüntü” dile getiriliyor. Buna izin vermeyelim. Vermeyeceğiz. Zira Ruhi Su, yalnızca mükemmel bir ses ve derin müzik bilgisi değil, o aynı zamanda burjuvaziye korkular salan bir komünistti! O komünist olarak hapse, sürgüne, işkenceye meydan okudu. Komünist olarak, türkülerinde sevdanın ve kavganın sesi oldu.

Ruhi Su, 1951 yılında başlayan Türkiye Komünist Partisi (TKP) tevkifatı nedeniyle tam 5 yıl cezaevinde, hücrede tutulmuştur. Ama o başta işçi sınıfının ve ezilen Anadolu halklarının sesi olarak, burjuvaziye hücresinden meydan okumuştur:

”Mahsus mahal derler kaldım zindanda
Kalırım kalırım dostlar yandadır…”


”Dirliğim düzenim dermanım canım
Solum sol tarafım imanım dinim…”
diyerek, en zor koşullarda, ”inanç, kavga ve direniş” çağrıları yapmıştır.


Cezaevinden daha inançlı, daha kavgacı ve dirençli olarak çıkan Ruhi Su, bir ara, ”Bas-bariton Ruhi Su Türküler Söylüyor” adıyla radyo programları yapmaya başladı. Yaptığı proğramlarıdan birinde, Serdari’den söylemiş olduğu aşağıdaki türkü yüzünden görevine son veriliyor:

”Serdari halimiz böyle n’olacak
Kısa çöp uzundan hakkın alacak
Mamurlar yıkılıp viran olacak
Akıbet dağılır elimiz bizim.”


Yüreğine yerleşmiş devrim coşkusuyla Ruhi Su, Anadolu halk müziğinin gelişmesine çok büyük katkılar sağlamıştır. 1975’te Dostlar Korosu’nu kurarak çok sesli müziğin gelişmesi yönünde de öncü olmuştur.

Sanatçı çağın tanığıdır, diyoruz. Ruhi Su’da budur. 1977 1 Mayıs katliamında, o dönemin tanığı olarak Ruhi Su, katliamcılara şunları haykırmıştır:

”Şişli Meydanında üç kız
Biri Çiğdem biri Nergis
Vuruldular gübegündüz
Sorarlar bir gün sorarlar”

”Sabahın bir sahibi var
Sorarlar bir gün sorarlar
Biter bu dertler acılar
Sararlar bir gün sorarlar.”

Ezilen Anadolu halknın sesi olan Ruhi Su, alevi müziğin yaygınlaşmasında da çok büyük katkıları olmuştur.


Başta Pir Sultan olmak üzere diğer alevi ozanlarının deyişlerini okumuş ve yorumlamıştır.

”Benim kâbem insandır
Kuran da kurtaran da
İnsanoğlu insandır..”
diye seslenen Ruhi Su, kitlelere de şu öğütü haykırmıştır:

”Dostlarım, kardeşlerim, canlarım
Kaldırın başlarınızı
Suçlular gibi yüzümüz yerde
Özümüz darda durup dururuz
Kaldırın başlarınızı yukarı…”

12 Eylül 1980’de yönetime el koyan faşist cunta, Ruhi Su’ya pasaport vermeyerek, onun yurt-dışında tedavi edilmesini engellemişti. Bu bağlamda Ruhi Su’nun ölümünden 12 Eylül generallerinin de payı olduğunu unutmamak gerekiyor. 20 Eylül 1985’te ölen Ruhi Su’nun cenaze törenine onbinlerce,”Ruhi’ler ölmez!” sloganlarıyla katılmış, cenaze töreni büyük bir yığınsal eyleme dönüşmüştü…

Evet; Ruhi Su bir komünist ozandı. Komünist olarak hapse, sürgüne ve işkenceye gitti. Komünist olarak, ”Ruhi’ler ölmez!” sloganlarıyla aramızdan ayrıldı.

Ruhi Su fiziki olarak aramızdan ayrıldı, ama o sesiyle, müziği ve komünist bakış açısıyla su oldu ve su  gibi Anadolu’da çağlayarak akıyor. Akacak!

Ruhi Su, dağdır; Hasan Dağı'dır. Hasan Dağı gibi, dimdik aramızda, Anadolu’dadır!

Ruhi Su, sudur; Sultan Suyu’dur. Sultan Suyu gibi Anadolu’da gür gür akmakta, çağlamaktadır! 

-----------
(*) 20 Eylül 2005

Hiç yorum yok: